Terapi Nedir – Terapiyle İlgili Yanlış Bilinenler

Terapi , bir yerden başka bir yere yolcuk etmek gibidir. Diyelim ki İstanbul’dan yola çıktınız. Gitmek istediğiniz yere farklı farklı araçlarla gidersiniz. Tercihiniz bazen hava yolu olur. Bazen ise kara yolu. Terapi süreci de aslında seyahat etmek gibidir. Bir nevi yolculuk deriz. İlk oturuma danışana bilgi verirken aslında bu örneği kullanırım. Evet, bir yolculuk! Bu yolculuk tamamen size ait.

Bazen terapi sürecine gelmek için kendiniz karar alırsınız. Bazen ise yakın çevreniz size bu yolda bir fikir sunar. Siz de doğru olduğuna inanıp psikolog ya psikolojik danışman aramaya başlarsınız.
İçindekiler
1. Neden Terapi Alırız
2. Terapi ile İlgili Yanlış Düşünceler 
3. Terapi Sürecinden Neler Beklenmeli
4. Terapi Anında Değişim Sağlar mı ?
5. Terapi Anında Neler Konuşulur
6. Terapist Öneri Verir mi ?
6. En İyi Terapisti Nasıl Seçerim
7. Psikolog ya da Psikolojik Danışman Tanı Koyar mı

Yetişkinler genel anlamda ilişkilerinin daha iyi olması için gelir. Özellikle romantik ilişkilere dair istediklerini elde edememek kişiyi buna mecbur kılar. Sanmayalım ki psikoterapi süreci başlayınca her şey yoluna girer! Belli bir zaman ve emek gerekir. Bu yüzden insanlar değiştirmek istedikleri davranışlara karar verir. Ardından bu davranışların onları ne kadar rahatsız ettiğini fark eder. Sonunda ise bir terapi sürecine başlamayı daha uygun görür. Bu yazımızda terapi ile ilgili yanlış bilinen bazı mitleri ele alacağız. Genel olarak doğru bildiğimiz yanlışlar neler ? Bir göz atalım.

Terapi Nedir yazımıza göz atmak isterseniz tıklayın!

Ruh sağlığı alanıyla ilgili yanlış inançlar oldukça yaygın. Bunlar arasında psikoloji alanına “deli alanı” , “deli doktoru” gibi tanımlamalar mevcut. Kolunda ağrı olan birinin doktora gitmesi ne kadar normalse ruh sağlığı alanında da destek talep etmek bu kadar normaldir. Bu konuda kendimizi geliştirmemiz gerek.

Ülkemizde maalesef terapi alanına erişim oldukça kısıtlı. Son zamanlarda online terapinin yaygınlaşması erişimi yaygın hale getirdi. Ancak yine de ruh sağlığı alanına dair var olan yanlış düşünceler devam ediyor. Terapi sadece patolojik konularla ilgilenmez. Bazen uyum problemleri bazen ise problem çözme becerileri üzerine de görüşmelere devam eder. Bu noktada her danışana yapıştırılan “deli” etiketi oldukça üzücü.

Aman sakın kimse duymasın terapiye gittiğimi! Oldukça endişe verici bir durum. Terapiye gitmek aslında insanın kendisine yapacağı en büyük yatırım. Bu konuda birinci yanlış düşünce aslında bu.

Bu konuda danışanlar oldukça karmaşık düşüncelere sahip. Bu yüzde psikoloji okur yazarlığı son derece önemli. Psikolog ya da psikolojik danışman size tavsiye vermez. Öneride bulunmaz. Bu yüzden terapiden asıl beklenti “fark etme” olmalı.

Terapi ; uygun soru sorma becerisidir.

Size sorulan sorular ne kadar uygunsa sizi terapiye getiren konuyu o kadar kolay çözersiniz. Çünkü oturumlara gelirken asıl merak ettiğiniz “niye böyle oldu” sorusudur. Bu yüzden seanslarda bu soruya cevap buluruz. Bu yüzden “sadece dinledi ve hı hı” dedi algısı da yanlıştır. Son zamanlarda televizyonlarda var olan diziler bizi bu algıya sürükledi. Aslında çok öncesinde de dizilerde terapi canlandırmaları vardı. Oradaki yanlış algılar da buna sebep oldu. Bu yüzden daha önce terapiye dair edindiğiniz bütün kaygıları lütfen ruh sağlığı uzmanıyla paylaşın. Aklınızdan geçen her soruyu ilk oturumda sorun. Bu sorulara uygun cevap bulmak sizin seanslardan daha fazla faydalanmanıza yardım eder.

Örneğin ;

• Beni sadece dinleyip hı hı demenizden korkuyorum.
• Burada neler olacağını merak ediyorsunuz sanırım.
• Evet , zaten televizyonda da bunları görüyorum.
• Peki, önce bunu konuşalım öyleyse. Evet bazen sizi anladığımı belli etmek için hı hı diyeceğim. Ancak bu durum sadece dinlediğim anlamına gelmez. Oturumda benden daha fazla siz konuşacaksınız. Ben ise uygun yerlerde size uygu soruları sormaya çalışacağım. Bu yüzden bazen sözünüzü kesebilirim. Çünkü terapide söylenen bazı kelimeler oldukça önemli.
• Tavsiye vermeyecek misiniz yani?
• Terapi süreci tavsiye verme süreci değil. Gerektiği yerde mutlaka tavsiye verilebilir. Örneğin günlük tutma, yürüyüş , uyku düzeni gibi durumlarla ilgili. Ancak hayatınızda kime karşı nasıl davranmanız gerektiğini size söylemeyeceğim. Eğer böyle olursa sizin yerinize hayatınızı ben yaşıyor olurum.

Bu tür konuşmalar terapilerde beklediğimiz konuşmalar. Aslında bakarsınız danışanın bunları sorması oldukça faydalı. Çünkü zihninde var olan terapiye dair yanlış düşünceleri daha kolay düzenleyebiliriz. Bu yanlış düşüncelerin değişmesi terapiden daha fazla verim alınmasına yardım eder.

Seansa gittiğinizde ilk oturumda değişim mümkün değil. Bu yüzden belli bir sürenin geçmesi gerek. Ancak ilk oturumda da mutlaka fark ettiğiniz bazı şeyler olacaktır. İlk oturumda sizi terapiye getiren konu dinlenir. Bazı açık uçlu sorularla anlattığınız konu detaylı şekilde ele alınır. Böylece terapi boyunca nelerin konuşulacağın dair bir şablon oluşur.

İlk iki ya da üç oturum bu yüzden ani bir değişim gerçekleşmez. Terapi sürecinin size olan etkilerini yaşam içerisinde siz fark edersiniz. Çünkü terapi sadece haftada bir gün ve 45 dakika süren bir süreç. Oysa siz gün boyu kendinizi takip edebilirsiniz. Bu yüzden hızlı bir değişim olmasa dahi üçüncü oturumdan sonra hayatınızda küçük küçük değişimler olacaktır. Terapi anında yaşamınıza bir perdenin arkasından bakmaya başlarsınız. Zaman ilerledikçe bu perde açılır. Böylece kendinizi dışardan daha net görürsünüz. Bu davranışların sebebi nedir sorusuna yanıt bulursunuz. Böylece kendi kendinizin uzmanı olursunuz. Terapi sürecinde aslında kendinize uygun soru sormayı öğrenirsiniz. Bu yüzden ani değişim beklemeniz sizi hayal kırıklığa uğratır. Bazen terapide travmatik yaşantıları konuşuruz. Bu tür yaşantılar başlangıçta elbette sizi zorlayacaktır. Bu yüzden ilk birkaç oturum size gül bahçesi vadetmez ancak yolun sonunda o gülleri göreceğinize emin olun.

Görüşmelere gelme sebebinizi düşünün. Pek tabii neşenizi paylaşmak için oturumlara başlamadınız. Bu yüzden ilk iki ya da üç oturum sizi bazen zorlar. Bazen üzer. Oturumdan çıktıktan sonra düşünceler zihninizi meşgul eder. Telaş yapmayın! Bunlar beklediğimiz şeyler. Terapi sürekli bu şekilde devam etmez. Kendinizle ilgili daha fazla şey keşfettikçe artık oturumlardan mutlu şekilde ayrılacaksınız.

Terapinin Amaçları Nelerdir?

• Kişinin kendisini fark etmesi
• Bazı düşünme yöntemleri kazanması
• Problemlerle baş etme becerisi kazanması
• Uyum becerisi kazanması
• Kaygı, stres gibi durumların kaynağını keşfetmek
• Duygularınızı fark etme
• Düşüncelerinizi düzenleme
• İletişim tarzınızı değiştirme , örneğin hayır deme becerisi kazanma
• İlişkilere dair bir farkındalık oluşturma , örneğin insanlardan ayrılamıyorum.